04 Oca 2015

Yaşadığımız dünyadaki belkide en zor meslek, çocuk sahibi bireylere verilen babalık ve annelik görevidir. Bu mesleğe sahip olmak için bir okul da bitirmeye gerek yoktur. Peki, bu mesleğin inceliğini nasıl mı öğreneceğiz? Elbette ki her konuda bize ışık tutan Hz. Muhammed’in (s.a.v) eşleri, çocukları ve akrabaları ile kurduğu iletişim bize bu konuda en uygun yolu gösterecektir.

Şimdi, anne babalar olarak, üzerimize düşen çocuklarımızı eğitme sorumluluğunu nasıl yerine getirmemiz gerektiğine dair bir kaç tavsiye de bulunacağız.

Çocuğun duygu ve ihtiyaçları hakkında eşinizle karşılıklı konuşun. Karşılıklı olarak uygun bulacağınız çözüm yolları arayın.

Baba-çocuk ilişkisini pekiştirin. Çocuğun özgüvenli, uyumlu ve doyumlu bir birey olarak gelişimini sürdürmesinde, destekleyen ve faaliyetlerine katılan bir baba modeline ihtiyacı vardır.

Çocuğun başarılı girişimleri, onu yeni başarılara yöneltmek ve öğrenme arzusunu pekiştirmek amacıyla desteklenmelidir. “Aferin! Çok güzel oluyor! İstersen bir kez daha deneyebilirsin” gibi sözler çocuğu cesaretlendirir. Tersine “Beceriksiz, o öyle değil böyle yapılır. İyi bak da öğren” şeklindeki, eleştiri içeren sözler ise kırıklığa uğratır ve yeni girişimlerden alıkoyar. Kısaca, merakını gidermek için yeterli kapasiteye sahip olduğu konusunda çocuğu teşvik edin, bunu sağlamak için fırsatlar oluşturun ve bu fırsatları değerlendirmesi için onu cesaretlendirin.

Anne ve baba olarak çocuğa “tutarlı” ve “kararlı” davranın. Kuralların ne olduğunu kesin ve net bir şekilde aktarın. Gerektiğinde esnek davranın.

Sevilen ve kişiliğine saygı duyulan çocuk, başkalarını sever ve onlara saygı duyar. Bu nedenle disiplini sevgi temeli üzerine inşa edin.

Çocuğu sevmek, ona bolca ve pahalı oyuncak almak değil onunla ortak faaliyetleri paylaşmak, ona zaman ayırmak onunla oyun oynamaktır. Çocuğu sevmek, sözle sevgiyi ifade etmenin ötesinde, eylemle bu duyguyu ona yaşatmaktır.

Dinlendiğini gören çocuk kabul edildiğini, dolayısıyla sevildiğini düşünen çocuktur.

Göz kontağı kurarak, gülüm­seyerek kabul belirtisini beden diliyle pekiştirin. Böylelikle çocuk “kişiliğine saygı duyulduğunu” düşünerek iletişimini sürdürür.

Anne ve babasının kendisini dinlediğini gören çocuk duygularını ifade etme olanağı bulur. Aldığı tepkilerle “Anlaşıldım” duygusunu yaşar. Böylelikle rahatlar.

Çocuğa karşı davranışlarınızla tutarlı olun. Kendi içinizde çelişkili davranışlarda bulunmanız ya da anne babanın birbirleriyle çelişen biçimde davranması, çocuğu doğruyu bulma konusunda zorlar.

Nurcan Coşgun (Bu yazı Furkan Nesli Dergisinde Yayınlanmıştır)