04 Oca 2015
İNSANLARLA İYİ GEÇİNMEK Allahü teâlânın emirlerini yapmak ve yasaklarından kaçmak icâp ettiği gibi, insanların haklarını ödemek ve onlarla iyi geçinmek de icâp eder. Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerifinde şöyle buyurdu: (İslâmiyet, Allahü teâlânın emirlerini büyük bilmek ve onun yarattıklarına acımaktır). Hadîs-i şerîf, Allah hakkını ve kul hakkını yerine getirmek icâp ettiğini göstermektedir. Bu iki haktan, yalnız birini gözetmek kusur olur. İnsanlarla iyi geçinmek vâcibtir. Allahü teâlânın emridir, insanlara karşı güzel ahlâklı olmak, iyilik ve adalet üzere olup, hep kendini düşünmemek lâzımdır. Peygamber efendimize güzel ahlâk sorulduğunda buyurdu ki: (Sana vermeyene vermen, sana gelmeyene gitmen ve sana zulmedeni affetmendir). İslâm âlimlerinden Muhammed bin Hanefiyye şöyle bildirdi: «insanlarla iyi geçinmiyen akıllı değildir». Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki, (Bir müslümana ikram eden, Allahü teâlâya ikram etmiş gibidir). İslâm âlimlerinden Yusuf bin Esbata sordular: -Tevazu göstermenin, alçak gönüllü davranmanın gayesi nedir? -Evden çıktığında, rastladığın herkesin kendinden iyi olduğunu görmendir. Din kardeşine güler yüzlü, tatlı sözlü, açık elli, sabırlı, kibirsiz muamele etmelidir. Her özrünü kabul etmelidir. Evliyanın büyüklerinden Hasan-ı Basrî hazretleri buyurdu ki: «Rastladığın kimse yaşça senden büyükse, de ki: (Bu zât benden büyük olduğu için, dîne daha çok hizmet etmiştir). Eğer yaşça senden küçüğe rastlarsan; (Bu daha küçük, ben bundan çok günah işledim, O halde bu, benden iyidir.) demelisin. Akranına rastlarsan, (Ben kendi kabahatlerimi biliyorum. Bununkini bilmiyorum. O halde bu, benden iyidir.) şeklinde düşünmelisin!» Sevgili Peygamberimiz buyurdu ki: (Müslüman yaşlılara hürmet ve ikram, Allahü teâlâya saygıdandır.) (Büyüklerimizi saymayan, küçüklerimize acımayan bizden değildir).