05 Mar 2015
Çocuk bakıcısı bile seçilirken oldukça dikkatli davranılırken oysaki söz konusu televizyon olunca gönül rahatlığıyla çocuğumuzu emanet edebiliyoruz. Çocuğumuza birçok zararı olduğu halde. Yani aileler bu konu üzerinde bir kez daha düşünmelidirler. Çocukların manevi hayatında medyanın çok büyük etkisi vardır. Televizyon izleme konusunda yetişkinlerin bilinçli hareket etmesi gerekiyor. “Televizyonun etkisindeki çocuk Rabbine karşı vazifelerinden habersiz büyüyor” Çocuk yetiştirmek aynen bir ağaç yetiştirmeye benzer. Bir meyve fidanını diktiğinizde ilk yıllarında meyve vermese de çok bakmak, ilgilenmek zorundasınız. Çünkü bu yıllarda bakılmayan fidan gelişmez, meyve vermez. Ayrıca fidanı büyüdükçe budamak, yönlendirmek zorundasınız. Yoksa bir çalıya, yabani bir ağaca dönüşür. Çocuk da böyledir. İlgilenmek, maddi manevi gıdasını sağlamak, temin etmek durumundayız. Onu bir çalı olmaktan korumak, güzel ahlâk ile donatmak için yeri geldiğinde, budamak, yönlendirmek zorundayız. Eskiden bizin çocuklarımız aile ortamında, anne baba, dede nine, amca dayı, hala teyze ve çevre derken birçok güzelliği öğrenirdi. Aileler küçük yaştan itibaren manevi eğitimin temellerini atar, itikadın, ilmihalin ve siyerin esaslarını öğretirlerdi. Bireysel olarak maddi manevi temizliği, çevresine karşı tavırlarını, Rabbine karşı görevlerini ufak ufak gösterirlerdi. Daha sonra da sıbyan mektepleriyle, diğer okullarla bu bilgiler daha pekiştirilir ve sağlam bir zemine oturtulurdu. Günümüzde okullarımız bu temeli atmaktan uzak. Maalesef televizyon da bunu sağlamıyor. Dolayısıyla aileye bu konuda büyük görev düşüyor. Geleceğin fidanlarını yetiştirirken iyi bir bahçıvan olmak zorunda ebeveyn. Yoksa televizyon öğretmek ziyade bozuyor, daha farklı bir hayat algısını yerleştiriyor. Televizyonun etkisi altında büyüyen çocuk, kendine, anne babasına, büyüklerine, çevresine ve Rabbine karşı vazifelerinden habersiz büyüyor. Tabi istisnalar yok değil. Fakat çok ama çok az ve yetersiz. “Televizyon, çocuğun emanet edileceği bir araç değildir.” Zaman zaman da olsa anne babaların televizyonu bir "bebek bakıcısı" olarak görüyorlar. Televizyon çocuğun emanet edileceği bir araç değildir. Aksine çocuklarımızı ne kadar televizyondan uzak tutarsak onlar için o kadar iyi olur. Faydalı olan yayınlar elbette vardır, çocuklar bu programları ebeveyn kontrolünde sınırlı bir şekilde seyredebilirler. Fakat bir çocuğu televizyon başına oturtup ev işine dalan ya da misafirleriyle ilgilenen bir anne “Oh rahat rahat vakit geçirdim, çocuk beni bunaltmadı” diyorsa bilmeliyiz ki o çocuk zarar etmiştir. Çocuğun beyin hücrelerinin ölmesine zemin hazırlanmıştır. Düşünme, duyma, konuşma gibi yetileri olumsuz etkilenmiştir. Ayrıca saatlerce televizyon başında oturan çocukların asosyal oluyorlar. Çocuklarımız için bir bakıcı seçerken bile birçok özellik arıyoruz. “Çocuğumuza fayda mı zarar mı verir? ” diye defalarca düşünüyoruz. Oysaki söz konusu televizyon olunca gönül rahatlığıyla çocuğumuzu emanet edebiliyoruz. Çocuğumuza birçok zararı olduğu halde. Aileler bu konu üzerinde bir kez daha düşünmelidirler.