04 Oca 2015
  “Diğer bütün delilleri bir yana bıraksak bile, başparmak, Allah’ın varlığına inanmam için yeterlidir.” (Isaac Newton) Parmaklar arasında hususi bir yeri olan ve el fonksiyonlarının yaklaşık % 60’ını tek başına üstlenen başparmak, vazifelerini nasıl yapmaktadır? Deri ve dokularla ambalajlanan başparmağın iskeletini, metakarpal denen uzun bir tarak kemiği ile buna bağlı iki parmak kemiği (phalanx) oluşturur. Bunların üzeri de, bağ, damar ve hareketi mümkün kılan kaslarla donatılmıştır. Başparmak, fonksiyonlarını yerine getirebilmek için, sekiz kas ile bunlara hareket emrinin iletilmesinde vazife alan üç ayrı sinir tarafından çalıştırılır. Farklı yönlerde hareket kabiliyeti olan bir ekskavatör (kazıcı) kepçesi, başparmağın fonksiyonlarının anlaşılmasına bir nebze ışık tutabilir. Fonksiyon olarak kısmen benzeseler de, bir kepçe ile başparmağın anatomileri ve kabiliyetleri arasında çok büyük farklılıklar vardır. Genellikle gürültüsü ve mazot kokusuyla tanınan ekskavatörün başparmağa nazaran kaba bir yapı arz eden kepçesinin fonksiyonları -robotların düğme iliklemek veya dikiş dikmek gibi incelik ve serilik gerektiren durumlarda yetersiz kalmasına benzer şekilde sınırlıdır. Bu tarz incelik gerektiren işlerin modern âletlerle yapılabilmesi için insanoğlu yüzyıllardır uğraş vermektedir. Dokunma hassası (mekanik alıcılar) sayesinde, çevresinde olup bitenleri hissetme kabiliyetiyle donatılmış olan başparmak, hareket ederken ses çıkarmaz. Çevre sıcaklığının tespiti, gözün görmediği durumlarda cisimlerin fizikî durumlarının değerlendirilmesi başparmakla mümkün olabilmektedir. İnsanlar başparmak sayesinde dokunduğu nesnelerin mahiyeti (pürüzlü, yumuşak vs.) hakkında bilgi sahibi olabilmektedir. Bir asker için en kıymetli uzuvlardan olan başparmak, sağır ve dilsizlerin en önemli ifade imkânlarından biridir. Sızıntı