04 Oca 2015
Kadın dört hasleti için nikâhlanır: malı için, nesebi (soyu) için, güzelliği için, dini için. sen dindarı seç de huzur bul.” (buhârî, nikâh 15; müslim, radâ 53, hadis no: 1466; ebû dâvud, nikâh 2, hadis no: 2047; nesâî, nikâh 13) “Bir mümin erkek, bir mümin kadına buğzetmesin. çünkü onun bir huyunu beğenmezse başka bir huyunu beğenir.” (müslim, radâ’ 61, hadis no: 1469; müsned ıı, 329) “Sizin hayırlınız, kadınlarına hayırlı olan (iyi davranan)dır.” (müslim, birr 149) "Müminlerin iman bakımından en kâmil/olgun olanı; ahlâkı güzel olan ve ailesine nâzik davranandır." (nesâî, ışretu'n-nisâ, 229; tirmizî, iman hadis no: 2612) “Kadınlara ancak kerim olanlar ikram ederler (değerli olanlar değer verirler); onlara kötülük edenler ise leîm (kötü) kişilerdir.” (ibn mâce, edeb 3; ebû dâvud, edeb 6, rikak 22, i’tisâm 3; müslim, akdiye 11) "Kadınlarınıza karşı hayırlı olmayı birbirinize tavsiye edin." (müslim, radâ 62; tirmizî, radâ 11) “Kadınlara hayırhah olun, onlara karşı hayır tavsiye ediyorum... onlara hayırlı şekilde davranın.” (buhârî, nikâh 79, enbiyâ 1, edeb 31, 85, rikak 23; müslim, radâ 65, hadis no: 1468; tirmizî, talâk 12) “Kadınlara karşı hayır tavsiye ediyorum. Çünkü onlar sizin yanınızda avândır/esirler gibidir. Onlara iyi davranmaktan başka bir hakkınız yok, yeter ki onlar açık bir fahişe/çirkinlik işlemesinler. Eğer işlerlerse yatakta yalnız bırakın ve şiddetli olmayacak şekilde dövün. Size itaat ederlerse haklarında aşırı gitmeye bahane aramayın. Bilesiniz ki, kadınlarınız üzerinde hakkınız var, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakkı var. Onlar üzerindeki hakkınız, yatağınızı istemediklerinize çiğnetmemeleridir. İstemediklerinizi evlerinize almamalarıdır. Bilesiniz ki, onların sizin üzerinizdeki hakları, onlara giyecek ve yiyeceklerinde iyi davranmanızdır.” (tirmizî, tefsîr tevbe, hadis no: 3087) “Kadınlar, erkeklerin kız kardeşleridir.” (câmiu’s-sağîr, hadis no: 2329) "... Erkek, ailede yöneticidir ve yönetiminden sorumludur. Kadın da kocasının evinde yöneticidir ve elinin altındakilerden sorumludur." (buhârî, cum'a 11; müslim, imâret 20) “Sizin dünyanızdan bana üç şey sevdirildi: güzel koku, kadın ve gözümün bebeği/nûru kılınan namaz.” (Müslim, talâk 31, 34; nesâî, işretu’n-nisâ 1) “Dünya bir metâ’dır/geçimdir. Dünya metâının en hayırlısı sâliha bir kadındır.” (Müslim, radâ 64, hadis no: 1467; nesâî, nikâh 15) “En güzel dünya nimeti, insanın sahip olabileceği nimetlerin en hayırlısı: zikreden dil, şükreden kalp ve insanın iman doğrultusunda (Müslümanca) yaşamasına yardımcı olan kadındır.” (Tirmizî, birr 13) “Mümin, Allah korkusundan ve o'na itaatten sonra, iyi bir kadından yararlandığı kadar hiçbir şeyden yararlanmamıştır. Çünkü ona emretse sözünü dinler, yüzüne baksa kendisini sevindirir, üzerine yemin etse, yeminini doğru çıkarır, başka tarafa gitse, kendisinin bulunmadığı sırada namusunu ve malını korur.” (İbn mâce, nikâh, 5) “Kadını olmayan erkek miskindir/fakirdir!” yanındakiler: “çokça malı olsa da mı?” dediler. Rasûlullah: “evet, çokça malı olsa da!” buyurdu. Sözlerine devamla: “kocası olmayan kadın da miskinedir, miskinedir/fakirdir” buyurdular. Yanındakiler: “çokça malı olsa da mı?” dediler. Peygamberimiz: “evet kadının çok malı olsa da!” buyurdu. (Kütüb-i sitte, 15/515) “Kadın, beş vakit namazını kılar, bir aylık orucunu tutar, namusunu korur ve kocasına itaat ederse ona: ‘hangi kapıdan dilersen oradan cennete gir’ denilir.” (Ahmed bin hanbel, ı/191) Hz. peygamber, veda hutbesinde şöyle buyurmuştur: “kadınlar hakkında Allah’tan korkunuz. Çünkü siz onları Allah’ın emaneti diye aldınız. Allah’ın sözü uyarınca ırzlarını kendinize helâl kıldınız. Onların, sizin yataklarınıza bir adamı almamaları ve iffetlerini korumaları, sizin onlar üzerindeki haklarınızdandır. Eğer böyle bir şey yaparlarsa hafifçe onları dövünüz. Sizin de onların geçimlerini ve giyimlerini sağlamanız, onların sizin üzerinizdeki haklarındandır.” Müslim, hac 147 "Nikâh benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimi uygulamazsa benden değildir. Evleniniz, çoğalınız; ben diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar ederim..." (İbn mâce, nikâh 1) "Sizden birinizin evliliğinde sadaka sevabı vardır" (Müslim, zekât 52; Ebû Dâvud, tatavvû' 12, edeb, 160; Ahmed bin hanbel, v/167, 168) “Sizden biri, hangi düşünceyle hanımını köle döver gibi dövmeye tevessül eder? Akşam olunca aynı yatakta beraber yatmayacaklar mı?” (buhârî, tefsîr şems 1, enbiyâ 17, nikâh 93, edeb 43; müslim, cennet 49, hadis no: 2855; ibn mâce, nikâh 512; tirmizî, tefsîr 3340) "Allah'a isyanı emreden kişiye itaat olunmaz." (Buhari, ahkâm 4; müslim, cihad 40) "dul kadın kendisiyle istişare edilmeden evlendirilmemeli, bakire kız da izni alınmadan nikâhlanmamalıdır." (buhârî, ikrâh 3; müslim, nikâh 64) "Bâkire kızla, (evlendirilmezden önce) babası müşavere etmelidir." (ebû dâvud, nikâh 24, 25) "Rasulullah (s.a.s.), kızın arzusu hilâfına, babası tarafından gerçekleştirilen bazı nikâhları, şikâyet üzerine, iptal etmiştir." (buhârî, ikrâh 4) "Üç kişi vardır, cennete girmeyecektir: anne babasının hukukuna riâyet etmeyen kimse; içki düşkünü olan kimse; verdiğini başa kakan kimse." (nesâî, zekât 69) “Cennet annelerin ayakları altındadır.” (ahmed bin hanbel, nesâî, ibn mâce; keşfu’l-hafâ, hadis no: 1078) “Allah size, annelerinize itaatsizliği... Haram kıldı.” (buhârî, edeb 4) Bir adam gelerek: ‘Ey Allah’ın rasûlü, iyi davranış ve hoş sohbette bulunmama en çok kim hak sahibidir? Güzel geçinmeme, güzel bakmama en lâyık olan kimdir?’ diye sordu. Hz. peygamber (s.a.s.) “annen!” diye cevap verdi. Adam: ‘sonra kim?’ dedi. Rasûlullah (s.a.s.): “annen!” diye cevap verdi. adam tekrar: ‘sonra kim?’ dedi. Rasûlullah yine: “Annen!” diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: ‘sonra kim?’ Rasûlullah bu dördüncüyü: “baban!” diye cevapladı. (Buhârî, edeb 2; müslim, birr 1). “Allah’a yemin ederim ki, eğer annene yumuşak ve güzel söz söylersen, ona yemek yedirirsen, büyük günahlardan sakındıkça, muhakkak cennete girersin.” (Buhârî, edebu’l-müfred terc. 1/12) “Kim kız çocuklarla sınanır (kime kız çocuğu verilir) de onlara güzel bakarsa onlar, onun için ateşe karşı koruyucu perde olurlar.” (Feyzu’l-kadîr, ıı/97) “Kim iki kıza bakıp ergenlik çağına kadar, onları yetiştirirse, kıyâmet gününde o, benimle şöyle olur.” (peygamber, böyle deyip parmaklarını birbirine geçirmiştir.) (feyzu’l-kadîr, ııı/496) “Kimin üç kızı, yahut üç kız kardeşi veya iki kızı, ya da iki kızkardeşi olur da onlara güzel bakar, onlar hakkında Allah’tan korkar (onlara haksızlık etmez)se, onun için cennet vardır.” (tirmizî, tefsîr sûre 9) “Sakın Bir erkek, yanında mahremi olmadıkça yabancı bir kadınla yalnız kalmasın!” (buhârî, nikâh 111; cezâu’s-sayd 26, cihâd 140, 181; müslim, hacc 424, hadis no: 1341) Cerîr (r.a.) anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.s.)’a ânî bakıştan sordum. bana: “Bakışını hemen çevir!” buyurdu.” (müslim, âdâb 45, hadis no: 2159; ebû dâvud, nikâh 44; tirmizî, edeb 29) Büreyde (r.a.) anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.s.) ali (r.a.)’ye buyurdular ki: “Ey Ali, bakışına bakış ekleme , zira ilk bakış sanadır, ama ikinci bakış aleyhinedir.” (tirmizî, edeb 28; ebû dâvud nikâh 44) Hz. Aişe (r.a.) anlatıyor: “Ebu süfyan’ın karısı hind, (bir gün gelerek) “Ey Allah’ın Rasûlü dedi. Ebu Süfyan cimri bir adamdır. Bana ve çocuğuma yetecek miktarda (nafaka) vermiyor. Durumu idare için, onun bilmez tarafından, almam gerekiyor. (ne yapayım?)” Resûlullah (s.a.s.): “Örfe göre sana ve çocuğuna kifâyet edecek miktarda al!” buyurdular.” (buhârî, büyû’ 95, mezâlim 1, nafakat 5, 9, 14, eymân 3, ahkâm 14, 180; Müslim, akdiye 7, hadis no: 1714; ebû dâvud, büyû’ 81, hadis no: 3532; nesâî, kudât 30) Ebû saîd (r.a.) anlatıyor: “Kadınlar rasûlullah (s.a.s.)’a dediler ki: “Ey Allah’ın Rasûlü! Sizden (istifâde hususunda) erkekler bize galip çıktı (yeterince sizi dinleyemiyoruz). bize müstakil bir gün ayırsanız!” Rasûlullah (s.a.s.) bunun üzerine onlara bir gün verdi. o günde onlara vaaz u nasihat etti, bazı emirlerde bulundu. Onlara söyledikleri arasında şu da vardı: “sizden kim, kendinden önce üç çocuğunu gönderirse, onlar mutlaka kendisine ateşe karşı bir perde olur!” bir kadın sormuştu: “Ey Allah’ın Rasûlü! ya iki çocuğu ölmüşse?” “iki de olsa!” buyurdu.” (buhârî, ilim 36, cenâiz 6, i’tisâm 9; Müslim, birr 152, hadis no: 2633) Hakîm ibn Mu'âviye babasından naklediyor: "Ey Allah’ın Resûlü! Dedim, bizden her biri üzerinde, zevcesinin hakkı nedir?" şöyle buyurdu: "kendin yiyince ona da yedirmen, giydiğin zaman ona da giydirmen, yüzüne vurmaman, takbîh etmemen, evin içi hâriç onu terletmemen." (ebû dâvud, nikâh 42, h. no: 2142, 2143, 2144)